Uyanmak ile uyanmamak arasında süzülüyorken gerçekler.
Herhangi bir noktadan bambaşka bir noktaya mahallede çizilen doğrudaki yolculuklar mı?
Yoksa dinlediğimiz, dogmatik hikayelerdeki süslü cümleler mi?
Toplumun çizdiği resimdeki güneş olmak mı?
Yoksa kaldırıma tebeşirle çizilmiş bir güvercin mi?
Dayatılmış doğruların arkasında kalan yanlış insanlarla yaşamak zorunda kaldığımız gerçeği ürkütüyor düşünebilen insanı…
Daha da ürkütücü olansa; çabuk tüketenlere direnen herkesin soğuk mevsimlerdeki taş duvarlarla tehdit ediliyor olması…
İnsan olabilen ve bu vasfın hakkını verebilen herkese esenlikler olsun…