Sırtını verdiysen imbat’a,

Zeytin ağacının hışırtısına karışıyorsa karabiber kokusu

Ve mavi mavi gülümsüyorsa güneş, denize.

Kollarında nazlanıyorsa umudun…

Mutluluk kokuyordur egenin karasuları…

Ardına düştüğün kaz dağlarının kekik kokulu zirvesine doğru koşuyor huzur.

Buz gibi sularına inat doğanın da insanın da bağrı sımsıcak,

Köy ekmeğinin buharına damlayan zeytin yağı kadar saf duygularını ser toprağa

ve bekle filizlenecek yarınları

ayaklarının altında binlerce yıllık tarih ve efsaneler…

ser yüreğini al yüreğimi iğde koksun vedaların ve son kez sarıl bana.

Kahvaltı Hikayeleri ®©