Orhun anıtlarında şöyle bir ifade geçmektedir. “Öd Tengri aysar, kişi oglı kop ölgeli törimiş.” Bu cümle, Talat Tekin’e göre “Zaman Tanrısı öyle buyurunca insanoğlu hep ölümlü yaratılmış,” Muharrem Ergin ise, “Zamanı tanrı yaşar, insanoğlu hep ölümlü yaratılmış,” şeklinde çevirmektedir. Kadim zamanlara da gündüz ve gece, ak ve kara iki ip yumağıdır. Yumaklar hızlı sarılırsa zaman hızlı geçer. Yavaş sarılırsa, zaman da yavaşlar.

Zamanı kim nasıl ve nerede yaşarsa yaşasın şu bir gerçek ki modern zamanlar kesinlikle insana ait değil, Zamanı parçalara ayırıp, programlayarak ona hakim olmaya çalışan insanoğlu köle ettiğini düşündüğü zamana köle olmaktadır. Zaman sadece fizik, kimya gibi bir bilim dalı olmasa da, sosyolojik, ekonomik incelemeye tabi tutulmasa da gizli ve gizemli bir bilim dalı gibidir. Yüklendiği anlam itibari ile toplumun her parçasına her bireyine hitap etme ve etkileme gücüne sahiptir. Farklı anlam ve etkilere sahip olan zamanın farklı algılandığı bir diğer alan ise kültürler ve toplumlar arasındaki farklılıklardır. Doğuda akan zamanının akış istikameti ve hızı ile Batıda akan zamanın istikamet ve hızı farklıdır ki bu farkta zamana yaklaşım, onu kullanış ve beklentiler ile şekillenir.

Bazen zamana bırakırız bazen zamanı lehe çevirmek için fırıldaklar çeviririz. Her ne yaparsak yapalım zaman kendi bildiği şekilde kendi bildiği istikamete doğru akacaktır. Zamanın kontrolüne dair meşguliyet zihin yorgunluğuna sebep olacaktır. İnsan kabul etmese de durduramayacağı zamanın karşısında acizliğini milyon dolarlık saatler ile gizleyerek iktidar savaşında kendini galip ilan etmeye çalışacaktır.

Oysa Zamanı bölmeye, parçalamaya yönetmeye kalkmak yerine zamana uygun hareket ederek huzura ve mutluluğa odaklanmak farkına bile varamadığımız ve zamana karşı yarışta kaybettiğimiz içimizdeki bizi; kendimizi, insanlığımızı bulmamıza yardımcı olur muydu?

Zamanı kim yaşar bilemiyorum ama biz zamanla nafile bir yarış içerisindeyiz.

Akrep ve Yelkovana göre değil de biyolojik saatinize göre yaşamak mı aslolan?

®©Kahvaltı Hikayeleri ®©