Eskiler mi güzeldi?
Biz mi eskiden güzeldik?
Şimdiyi kötü yapan neydi?
Farkındalıklarımız mı yoksa önceliklerimiz mi zevklerimiz mi fikirlerimiz mi değişti?
Dünden bugüne ne değişti?
Hırslarımız mı bitmek tükenmek bilmeyen isteklerimiz miydi değişen?
Hani önünde ayağa kalktığımız büyüklerimiz, merhametle baktığımız küçüklerimiz, gülümseyerek baktığımız yaşıtlarımız yerine herkesi ve her şeyi kolaylaştırarak küçümsediğimiz zamanlardayız.
Soba yok olunca kestane de, patates de yok oldu daha da önemlisi ne iç ısıtan sohbetler ne kemik ısıtan sıcaklar kaldı.
Alev alev yanan soba dumanının kirlettiği şehirlerin tertemiz havasını artık 5G gücünde dijital dalgalar kirletiyor.
Yollar asfalt olup kentleri yakınlaştırsa da samimiyetleri uzaklaştırdılar.
Bilgiye ulaşmak kolaylaşsa da, bilgiyi ve zekayı ucuzlaştırdılar.
Daha büyük paralara kazansak da daha çok insan aç kaldı.
Her şey büyüse de insanlığımız ve merhametimiz küçüldü.
İmkanlarımız artsa da daha zevksiz bir yaşama alanlarına sahip olduk.
Bir tarihe sahip olsak da unutkanlığımız ile gitgide kültürsüz yoz insanlar olduk.
Kaybettikçe bir şeyleri kazandığımızı sandık…
Bireysellikten çıkıp toplum olamadık.
Sistemler üzerinde o kadar düşündük ki sistemsiz kaldık.
Yapay zekanın peşinde koşarken insan olamadık.
Kaybolan her ne varsa ona saygılarımla….
Kahvaltı Hikayeleri ©®
Çok, çok, çok ama çok güzel bir yazı.
Ben bu tarz yazılarını daha çok seviyorum (yapıcı eleştiri yaptım :)))
Elbette ki bu bence…
Eline sağlık
“Kaybolan her ne varsa ona saygılarımla….”
Plüton da sana saygılarını iletiyor 🙃