
Issızlığın tam ortasında sakin kalabalıklar var zihnimde, gökyüzünün tedirgin maviliğinin gölgesindeki grimsi denizin beyaz köpüklerine karışan martı uçuşları ve iki kürek bir yüreğe emanet sandalların sararmış bıyıklı adamlarının anason kokan şiirleri var dudaklarımda…
Oysa manasız bir çırpınıştı umudumun son gülümsemesi. Kırgındı yüreğimin ücra bir köşesi gibi. Nasıl anlatsam kaygısından uzağım. Nasılsa dinleyen ve anlayan bir ruh yok karşımda…
Bilmediğiniz asıl havadis yorgun düşen ruhum yekpare indirdi perdesini.
En güzel kelimeler en özgür cümleler sürgün görmüş olanlardır derler. Enlerin enine emanet kaygılarımızı bir yana atıp; döke döke ama kırmadan gideceğiz uzaklara…
Gel deyince gelmeyecek olan güzel günleri eskimiş bir bavulla siyah beyaz yıllara göndereceğiz.
Biliyor musun?
Senden giderken kollarımdan tutamadığın beni, uğruna savaşmadığın beni gerçekten hak etmemişsin…
Ve son….
®©Kahvaltı Hikayeleri ®©
“En güzel kelimeler, en özgür cümleler, sürgün görmüş olanlardır” derler.
Bunu sen demiş olabilir misin ? 🙂
o kadar güzel ve acı çekmiş bir kalbe sahip değilim ama şu var ki söylenen sözler yürekten çıktığı andan itibaren altına hangi isim yazarsa yazsın o söz onu iliklerine kadar hissedene aittir.