Özgürlük yalnızca otoriter bir adamın acımasız askeri ve polis gücünün şiddetinden kurtulmak değildir. Yoksulluk da şiddettir. Kadın düşmanlığı da şiddettir. Hayvan düşmanlığı da şiddettir. İş yerindeki mobing de şiddettir. Trafikte korna çalmak da şiddettir. Emeğinin sömürülmesi de şiddettir.
Otoriter ve acımasız bir adam olmak için illa ki asker ve polis gücüne de ihtiyaç yoktur. Bir fikri olduğundan farklı bir şekilde yontup, zorla dayatarak veyahut eğitimi ve sosyal hayatı sabote ederek de otoriter ve acımasız olabilirsiniz hatta bunun için adam olmanıza dahi gerek yok. Her şey bir yana tüm bunlara gerek var mıdır? Eni sonu 1 metreye 2 metre bir çukurda çürüyüp gideceksin. En fazla 2, 3 nesil sonrası hatırlanmayacaksın.
Ne yana dönsek vazgeçilmez insanlar ne yana dönsek kibir ne yana dönsek dayılar amcalar. Eh işte insan bir noktada sıkılıyor mu ne!
Kimin neye inandığı veya kimin ne kadar parası olduğunu sorgulamak kimin haddine.
Bir trafik polisi değilsen ambulansı çevirip kontrol edemeyeceğini idrak edemediysen. Bunca zaman niye nefes alarak oksijen israfı yaptın ki…
Duyarlı olmakla kibirli ve hayata karşı öfkeli olmak arasında ince bir çizgi var.
İnsanların seçimlerine ve toplumun genel kurallarına saygılı olmak gerektiği kadar bir başka bireyin veya canlının özgürlüğüne de saygılı olmamız gerekiyor.
Sen bir başkasını yargılarsan, bir başkası da seni yargılar.
Sen bir başkasının özgürlüğüne müdahale edersen, bir başkası da senin özgürlüğüne müdahale eder.
Neyse bildiğini şeyleri tekrarladım.
Kalın sağlıcakla, saygıyla….

Kahvaltı Hikayeleri