İstabulla özlezmişiz, bu sabah kavuştuk kucaklaştık.
Çok anlattık döküldük çok birikmişiz onun gözleri de dolu dolu benim de gözler ondan da dolu dolu…
Yokluğumuzdaki umutları, çok’a çevirdik.

Büyükşehir hali işte ne kadar dünyanın en güzel kenti olsan da onca kalabalığın içinde kalıyorsun bir yerde tek başına diye büktü boynunu…

Ya ben dedim, senden, martılarından, rüzgarından o ışıl ışıl gecelerinden uzak kalmak, ruhsuz eskimiş bir pencerenin çerçevelerinden seni izlemek nasıl zor geldi bilemezsin…

Sessizce yürümek sokakların da lodosun da seyre dalmak boğazın da dalgalarla teknelerin raksını ve erguvanlı baharların da olta atmak turkuaz sularına ve düşmek pervasız bir istavritin peşine.

Atladın mı vapura elinde simit peşinde martılar köpük köpük koşacaksın karşı kıyıya…

Üsküdar’dan Kadıköy’e bir çırpı da geçip oradan gecenin karanlığına ışık olacaksın

Demiyorum Emirgan korusunu veyahut Beykoz çayırını, Kanlıca yoğurdunu…

Susuyorum Haliç kıyısında Beyoğlu’nun sokakların da

Çünkü bazılarının adı kaldı bazılarının eski tadı kalmadı…

Büyükada’nın aşk tepesine bir sözüm var be İstanbul.

Sana kim ne derse desin sen kırlangıç rüzgarın da kırılan yüreğime yuva mavi hasretime yoldaş oldun….

Sana diyorum ey İstanbul,  milyon rengine aşık olsam da sol yanımı en çok sen yordun be…

Sevgili İstanbul bir gün seni Kazdağlarının eteklerinde yad ederken Ege Denizi ile çınlatacağım sokaklarını…..

Ve İstanbul özleşmişiz, kavuştuk kucaklaştık. Şimdi en büyük sevdamı sana emanet edip gidiyorum fotoğraflardaki ve eski plaklardaki yerime sen kimleri kimleri eskittin yolcu ettin ki bir beni mi özleyeceksin sanki….

Sen bin yıllık Roma İmparatorluğunu gömdün topraklarına ve sen koskoca Mustafa Kemali Dolmabahçe Sarayı’ndan uğurladın ki bir benimi saklayacaksın usunda…

Ey şirin İstanbul, Zeki Müren şarkıları Belgin Doruk filmleri Yahya Kemal Beyatlı şiirleri ve Münir Nurettin Selçuk besteleri, Turist Ömer saflığı ve merhameti ile selamlıyorum seni…

Kahvaltı Hikayeleri ®©