İçimde isli bir türkü, solgun yapraklı sarmaşıklar sarar duvarlarımı.

Vaktin kaybolduğu duvar saatinin gölgesinde saklanan örümceğin yalnızlığı var üzerimde.

Havadaki bağıl nem oranına aldanma, gözüme kaçan çöp kaynaklı bir sağanak habercisi hıçkırıklarım.

Derin derin çektiğim nefes olsaydı ciğerlerim mutlu olabilirdi, oysa iç çekişlerimden nefese fırsat kalmaz,

Umutsuzluk desem değil, vazgeçmişlikte değil de sen yorgunluk de.

Hani akan kanın yoluna çıkan münasebetsiz bir pıhtı gibi.

Bak ne diyeceğim…

Yaş aldım yol aldım rüzgarlardan ses, denizlerden söz aldım

Gökyüzünden maviyi, yıldızlardan gözlerini aldım, şiirlerden hasreti,

Öykülerden sevdanı aldım da güneşten sımsıcak gülüşünü alamadım…

®©Kahvaltı Hikayeleri ®©