Bazen tılsımlı bir yaşam öyküsüne nasıl başlayacağını bilememek gibidir, bir mektuba başlamak…
Ve sahilde sahipsiz bir kayık gibi kesik kesik vurdukça rüzgar yelkensiz ve dalgasız sallanmak.
Masmavi denizlerin bembeyaz köpükleri yerine kumsalın soluk renklerine teslim olmak.
Kısaca şöyle diyeyim baktıkça gözlerine veyahut andıkça kalp atışlarını, insanın derdini anlatabilmek için Nazım Hikmet, Cemal Süreyya, Nilgün Marmara olası geliyor, belki biraz Ömer Seyfettin, Turgut Uyar, Atiila ilhan olası geliyor.
Onu da geçtim de insanın masalsı bir rivayet veya kıssa, roman, hikâye, masal olası geliyor.
Hani dillendirildiğinde okunduğunda şöyle derin bir iç çektirecek kadar ama kurgusal değil de en gerçekçisinden….
®©Kahvaltı Hikayeleri ®©