Sen dünyaya geldiğinde, sırf anne-babanla kan bağı olduğu için belirli bir statüye erişen ve senden saygı hatta sevgi bekleyen kitleye akraba denir.
Ben “akrabalık” denilen müessese kadar saçma bir şey görmedim.

Düşünsene..
Hayatına aldığın arkadaşınla bile bir şeyler yaşarsın. O seni tanır, sen onu tanırsın veya öyle zannedersin.
Öyle veya böyle bir şeyler yaşar, bir şeyler paylaşır, bir şeyler konuşur, derdini anlatır, mutluluğunu paylaşır, akıl alır/verirsin.
O seni sınava tabi tutar. Sen onu sınava tabi tutarsın. Bu kişi sana uygun mu değil mi diye denersin.

Ama akrabalık öyle mi?
Sen doğduğun anda hayatında bir çok akraban vardır. Belki de bunların bir çoğunun senin varlığından bile haberi yoktur ama akraba işte…
Dünyaya gelmişsin, seni görmemiş ama akraba diye saygı bekliyor.

En hafif tabirle komik değil mi?

Hayır sen kimsin diye sormak da kabahat 🙂

Bir de “teyze anne yarısıdır” diye bir laf var. Lafügüzaf

Sırf annenle kardeş olmakla “teyze” unvanını almış bu bireyler, bu sözü hak etmek için ne yapmış olabilirler ki?

Neyse….
En nihayetinde…

“Akrabalar arasında zorunlu bir sevgi bağı vardır. Oysa sevginin önce hak edilmesi gerekir.
İşte bu yüzden akrabalar arasındaki sevgi samimiyetsiz ve iğrençtir.

see you!